Saklı Düşler
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Genel Paylaşım Platformu
 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
En son konular
» 20-26 Aralık 2021 Haftalık Burç Yorumları
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından angelic Ptsi 20 Ara. 2021, 00:54

» Emanet Dizisi Sohbet ve Yorum Konusu
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:43

» Barbaroslar Akdeniz'in Kılıcı Dizisi Sohbet ve Yorum Konusu
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:41

» Mahkum Dizisi Sohbet ve Yorum Konusu
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:36

» Aziz Dizisi Sohbet ve Yorum Konusu
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:33

» Kıbrıs Zafere Doğru Dizisi Sohbet ve Yorum Konusu
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:31

» Arka Sokaklar Dizisi Sohbet ve Yorum Konusu
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:29

» Camdaki Kız Dizisi Sohbet ve Yorum Konusu
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:26

» Kaderimin Oyunu Bölüm Yorumları
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:24

» Bir Zamanlar Çukurova Dizisi Sohbet ve Yorum Konusu
MAİDE SURESİ MEALİ Emptytarafından Zeyno_zen C.tesi 18 Ara. 2021, 04:16

En iyi yollayıcılar
KarFırtınası
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
Bulut
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
Zeyno_zen
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
Saklı Düşler
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
dRuLL-TR
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
Mystery
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
fenhas
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
Terlan
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
Rüzgar
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
รยקєгเรเ
MAİDE SURESİ MEALİ Vote_lcapMAİDE SURESİ MEALİ Voting_barMAİDE SURESİ MEALİ Vote_rcap 
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
Istatistikler
Toplam 73 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: SiyahSancaktaR

Kullanıcılarımız toplam 2260 mesaj attılar bunda 1328 konu
Anahtar-kelime
grubu 2022 2021 açma konu hangi
Haftanın en aktif yollayıcıları
No user

 

 MAİDE SURESİ MEALİ

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
KarFırtınası
Kurucu
KarFırtınası


Mesaj Sayısı : 687
Forum Puanı : 1995
Rep Puanı : 53

MAİDE SURESİ MEALİ Empty
MesajKonu: MAİDE SURESİ MEALİ   MAİDE SURESİ MEALİ EmptyCuma 05 Ağus. 2011, 15:06

MAİDE SURESİ

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Ey iman edenler, akitleri yerine getirin. İhramlı iken
avlanmayı helal saymaksızın ve size okunacaklar dışta tutulmak üzere,
hayvanlar size helal kılındı. Şüphesiz Allah, dilediği hükmü verir.

2- Ey iman edenler, Allah'ın şiarlarına, haram olan ay'a, kurbanlık
hayvanlara, (onlardaki) gerdanlıklara ve Rablerinden bir fazl ve
hoşnutluk isteyerek Beyt-i Haram'a gelenlere sakın saygısızlık etmeyin.
İhramdan çıktınız mı artık avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram'dan
alıkoyduklarından dolayı bir topluluğa olan kininiz, sakın sizi haddi
aşmaya sürüklemesin. İyilik ve takva konusunda yardımlaşın, günah ve
haddi aşmada yardımlaşmayın ve Allah'tan korkup-sakının. Gerçekten
Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır.

3- Ölü eti, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen,
boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş, boynuzlanmış yırtıcı
hayvan tarafından yenmiş, -(henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz
hariç,- dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla
kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır (günahla yoldan
sapmadır.) Bugün inkara sapanlar, sizin dininizden (dininizi yıkmaktan)
umut kesmişlerdir. Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki
nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim
'şiddetli bir açlıkta kaçınılmaz bir ihtiyaçla karşı karşıya kalırsa'
-günaha eğilim göstermeksizin- (bu haram saydıklarımızdan yetecek kadar
yiyebilir.) Çünkü Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

4- Sana, kendilerine neyin helal kılındığını sorarlar. De ki: "Bütün
temiz şeyler size helal kılındı." Allah'ın size öğrettiği gibi öğretip
yetiştirdiğiniz avcı hayvanların yakalayıverdiklerinden de -üzerine
Allah'ın adını anarak- yiyin. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah,
hesabı çabuk görendir.

5- Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap
verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir.
Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine)
kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta
bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini
(mehirlerini) ödediğiniz takdirde- size (helal kılındı.) Kim imanı
tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O
ahirette hüsrana uğrayanlardandır.

6- Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve
dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki
topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin
(gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak
yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su
bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe)
yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak
istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister.
Umulur ki şükredersiniz.

7- Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve: "İşittik ve itaat ettik"
dediğinizde sizi, kendisiyle bağladığı sözünü (misakını) anın.
Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde olanı
bilendir.

8- Ey iman edenler, adil şahidler olarak, Allah için, hakkı ayakta
tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet
yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz
Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.

9- Allah, iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır.
10- İnkar edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar ise, onlar da, alevli ateşin halkıdırlar.
11- Ey iman edenler, Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani
bir topluluk, size ellerini uzatmaya yeltenmişti de, (Allah,) onların
ellerini sizlerden geri püskürtmüştü. Allah'tan korkup-sakının.
Mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler.

12- Andolsun, Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz (misak) almıştı.
Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara:
"Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir,
elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah'a güzel bir
borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi
gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra
sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır."

13- Sözleşmelerini bozmaları nedeniyle, onları lanetledik ve
kalplerini kaskatı kıldık. Onlar, kelimeleri konuldukları yerlerden
saptırırlar. (Sık sık) Kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp) pay
almayı unuttular. İçlerinden birazı dışında, onlardan sürekli ihanet
görür durursun. Yine de onları affet, aldırış etme. Şüphesiz Allah,
iyilik yapanları sever.

14- Ve: "Biz Hıristiyanlarız" diyenlerden kesin söz (misak)
almıştık. Sonunda onlar kendilerine hatırlatılan şeyden (yararlanıp)
pay almayı unuttular. Böylece Biz de, kıyamete kadar aralarında kin ve
düşmanlık saldık. Allah, yapageldikleri şeyi onlara haber verecektir.

15- Ey Kitap Ehli, kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size
açıklayan ve birçoğundan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah'tan bir
nur ve apaçık bir kitap geldi.

16- Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve
onları Kendi izniyle karanlıklardan nura çıkarır. Onları dosdoğru yola
yöneltip-iletir.

17- Andolsun, "Şüphesiz, Allah Meryem oğlu Mesih'tir." diyenler
küfre düşmüştür. De ki: "O, eğer Meryem oğlu Mesih'i, onun annesini ve
yeryüzündekilerin tümünü helak (yok) etmek isterse, Allah'tan (bunu
önlemeye) kim bir şeye malik olabilir? Göklerin, yerin ve bunlar
arasındakilerin tümünün mülkü Allah'ındır; dilediğini yaratır. Allah
herşeye güç yetirendir.

18- Yahudi ve Hıristiyanlar: "Biz Allah'ın çocuklarıyız ve
sevdikleriyiz" dedi. De ki: "Peki, ne diye sizi günahlarınızdan dolayı
azaplandırıyor? Hayır, siz O'nun yarattığından birer beşersiniz. O,
dilediğini bağışlar, dilediğini azaplandırır. Göklerin, yerin ve
bunların arasındakilerin tümünün mülkü Allah'ındır. Son varış O'nadır."

19- Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde: "Bize müjdeci
de, bir uyarıcı da gelmedi" demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık
anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık.
Allah herşeye güç yetirendir.

20- Hani, Musa kavmine (şöyle) demişti: "Ey kavmim, Allah'ın
üzerinizdeki nimetini anın; içinizden peygamberler çıkardı, sizden
yöneticiler kıldı ve alemlerden hiç kimseye vermediğini size verdi."

21- "Ey kavmim, Allah'ın sizin için yazdığı (girmenizi emrettiği)
kutsal yere girin ve gerisin geri arkanıza dönmeyin; yoksa kayba
uğrayanlar olarak çevrilirsiniz."

22- Dediler ki: "Ey Musa, orda zorba bir kavim vardır, onlar
çıkmadıkları sürece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Şayet oradan
çıkarlarsa, biz de muhakkak gireriz.”

23- Korkanlar arasında olup da Allah'ın kendilerine nimet verdiği
iki kişi: "Onların üzerine kapıdan girin. Girerseniz, şüphesiz sizler
galibsiniz. Eğer mü'minlerdenseniz, yalnızca Allah'a tevekkül edin."
dedi.

24- Dediler ki: "Ey Musa biz, onlar durduğu sürece hiçbir zaman
oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burada
duracağız."

25- (Musa[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
"Rabbim, gerçekten kendimden ve kardeşimden başkasına malik
olamıyorum. Öyleyse bizimle fasıklar topluluğunun arasını Sen ayır"
dedi.

26- (Allah) Dedi: "Artık orası kendilerine kırk yıl haram
kılınmıştır. Onlar yeryüzünde 'şaşkınca dönüp duracaklar.' Sen de o
fasıklar topluluğuna üzülme."

27- Onlara Adem'in iki oğlunun gerçek olan haberini oku: Onlar
(Allah'a) yaklaştıracak birer kurban sunmuşlardı. Onlardan birininki
kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen)
Demişti ki: "Seni mutlaka öldüreceğim." (Öbürü de[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] "Allah, ancak korkup-sakınanlardan kabul eder."

28- "Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben seni
öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Çünkü ben, alemlerin Rabbi
olan Allah'tan korkarım."

29- "Şüphesiz kendi günahını ve benim günahımı yüklenmeni ve
böylelikle ateşin halkından olmanı isterim. Zulmedenlerin cezası
budur."

30- Sonunda nefsi ona kardeşini öldürmeyi (tahrik edip zevkli
göstererek) kolaylaştırdı; böylece onu öldürdü, bu yüzden hüsrana
uğrayanlardan oldu.

31- Derken, Allah, ona, yeri eşeleyerek kardeşinin cesedini nasıl
gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu
karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık
o, pişman olmuştu.

32- Bu nedenle, İsrailoğulları’na şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir
başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız
yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu
(öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi
olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir.
Sonra bunun ardından onlardan birçoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır.

33- Allah'a ve Resûlü’ne karşı savaş açanların ve yeryüzünde
bozgunculuğa çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri, asılmaları ya da
elleriyle ayaklarının çaprazca kesilmesi veya (bulundukları) yerden
sürülmeleridir. Bu, dünyadaki aşağılanmalarıdır, ahirette onlar için
büyük bir azap vardır.

34- Ancak, sizin onlara güç yetirmenizden önce tevbe edenler başka. Bilin ki, şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
35- Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakının ve (sizi) O'na
(yaklaştıracak) vesile arayın; O'nun yolunda cihad edin, umulur ki
kurtuluşa erersiniz.

36- Gerçek şu ki, inkar edenler, yeryüzünde olanların tümü ve
bununla birlikte bir katı daha onların olsa, bununla da kıyamet gününün
azabından (kurtulmak için) fidye vermeye kalkışsalar, yine onlardan
kabul edilmez. Onlar için acı bir azap vardır.

37- (Orda) Ateşten çıkmak isterler, ama ondan çıkacak değiller. Onlar için sürekli bir azap vardır.
38- Hırsız erkek ve hırsız kadının, (çalıp) kazandıklarına bir
karşılık, Allah'tan, 'tekrarı önleyen kesin bir ceza' olmak üzere
ellerini kesin. Allah üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet
sahibidir.

39- Ancak kim işlediği zulümden sonra tevbe eder ve (davranışlarını)
düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Muhakkak Allah,
bağışlayandır, esirgeyendir.

40- Göklerin ve yerin mülkünün Allah'a ait olduğunu bilmiyor musun?
O, kimi dilerse azaplandırır, kimi dilerse bağışlar. Allah, herşeye güç
yetirendir.

41- Ey peygamber, kalpleri inanmadığı halde ağızlarıyla "İnandık"
diyenlerle Yahudilerden küfür içinde çaba harcayanlar seni üzmesin.
Onlar, yalana kulak tutanlar, sana gelmeyen diğer topluluk adına kulak
tutanlar (haber toplayanlar)dır. Onlar, kelimeleri yerlerine
konulduktan sonra saptırırlar, "Size bu verilirse onu alın, o
verilmezse ondan kaçının" derler. Allah, kimin fitne(ye düşme)sini
isterse, artık onun için sen Allah'tan hiçbir şeye malik olamazsın.
İşte onlar, Allah'ın kalplerini arıtmak istemedikleridir. Dünyada onlar
için bir aşağılanma, ahirette onlar için büyük bir azap vardır.

42- Onlar, yalana kulak tutanlardır, haram yiyicilerdir. Sana
gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz
çevirecek olursan, sana hiçbir şeyle kesin olarak zarar veremezler.
Aralarında hükmedersen adaletle hükmet. Şüphesiz, Allah, adaletle hüküm
yürütenleri sever.

43- Allah'ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında olduğu halde, seni
nasıl hakem kılıyorlar ve sonra bunun peşinden yüz çeviriyorlar? İşte
onlar, inanmış değildir.

44- Gerçek şu ki, Biz Tevrat’ı, içinde bir hidayet ve nur olarak
indirdik. Teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hükmederlerdi.
Bilgin-yöneticiler (Rabbaniyun) ve yüksek bilginler de (Ahbar),
Allah'ın Kitabı’nı korumakla görevli kılındıklarından ve onun üzerine
şahidler olduklarından (onunla hükmederlerdi.) Öyleyse insanlardan
korkmayın, Benden korkun ve ayetlerimi az bir değere karşılık satmayın.
Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kafir olanlardır.

45- Biz onda, onların üzerine yazdık: Cana can, göze göz, buruna
burun, kulağa kulak, dişe diş ve (bütün) yaralara (karşılık da) kısas
vardır. Ama kim bunu sadaka olarak bağışlarsa o kendisi için bir
kefarettir. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, zalim
olanlardır.

46- Onların (peygamberleri) ardından yanlarındaki Tevrat'ı
doğrulayıcı olarak Meryem oğlu İsa'yı gönderdik ve ona içinde hidayet
ve nur bulunan, önündeki Tevrat'ı doğrulayan ve muttakiler için yol
gösterici ve öğüt olan İncil'i verdik.

47- İncil sahipleri Allah'ın onda indirdikleriyle hükmetsinler. Kim
Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, fasık olanlardır.

48- Sana da (Ey Muhammed,) önündeki kitap(lar)ı doğrulayıcı ve ona
'bir şahid-gözetleyici' olarak Kitab'ı (Kur'an'ı) indirdik. Öyleyse
aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen haktan sapıp
onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Sizden her biriniz için bir
şeriat ve bir yol-yöntem kıldık. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek
ümmet kılardı; ancak (bu,) verdikleriyle sizi denemesi içindir. Artık
hayırlarda yarışınız. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. Hakkında
anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri size haber verecektir.

49- Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet ve onların hevalarına
uyma. Allah'ın sana indirdiklerinin bir kısmından seni şaşırtmamaları
için onlardan sakın. Şayet yüz çevirirlerse, bil ki, Allah bir kısım
günahları nedeniyle onlara bir musibeti tattırmak istemektedir.
Şüphesiz, insanların çoğu fasıklardır.

50- Onlar hala cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah'tan daha güzel olan kimdir?
51- Ey iman edenler, Yahudi ve Hıristiyanları dostlar (veliler)
edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost
edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna
hidayet vermez.

52- İşte kalplerinde hastalık olanları: "Zamanın, felaketleriyle
aleyhimize dönüp bize çarpmasından korkuyoruz" diyerek aralarında
çabalar yürüttüklerini görürsün. Umulur ki Allah, bir fetih veya
Katından bir emir getirecek de, onlar, nefislerinde gizli
tuttuklarından dolayı pişman olacaklardır.

53- İman edenler: "Olanca yeminleriyle elbette sizlerle birlik
olduklarına ilişkin Allah'a yemin edenler bunlar mıdır? Onların bütün
yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, böylece hüsrana uğrayanlar olmuşlardır"
derler.

54- Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat
eder)se, Allah (yerine) Kendisi'nin onları sevdiği, onların da
Kendisi'ni sevdiği mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise
'güçlü ve onurlu,' Allah yolunda çaba harcayan ve kınayıcının
kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır,
onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir.

55- Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O'nun elçisi, rüku ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü'minlerdir.
56- Kim Allah'ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse,
hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır.

57- Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden
dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar
(veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah'tan korkup-sakının.

58- Onlar, siz birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun
(konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk
olmalarındandır.

59- De ki: "Ey Kitap Ehli, yalnızca Allah'a, bize indirilene ve
önceden indirilene inanmamız ve sizin çoğunuzun fasıklar olmanız
nedeniyle mi bizden hoşlanmıyorsunuz?"

60- De ki: "Allah Katında, 'kesinleşmiş bir ceza olarak' bundan daha
kötüsünü haber vereyim mi? Allah'ın kendisine lanet ettiği, ona karşı
gazablandığı ve onlardan maymunlar ve domuzlar kıldığı ile tağuta
tapanlar; işte bunlar, yerleri daha kötü ve dümdüz yoldan daha çok
sapmışlardır."

61- Size geldiklerinde: "İnandık" derler. Oysa onlar inkarla
girmişlerdir ve yine onunla çıkmışlardır. Allah, gizli tutmakta
olduklarını daha iyi bilir.

62- Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta ve haram yiyicilikte
çabalarına hız kattıklarını görürsün. Yapmakta oldukları ne kötüdür

63- Bilgin-yöneticileri (Rabbaniyyun) ve yüksek bilginleri (Ahbar),
onları, günah söylemelerinden ve haram yiyiciliklerinden sakındırmalı
değil miydi? Yapmakta oldukları ne kötüdür.

64- Yahudiler: "Allah'ın eli sıkıdır" dediler. Onların elleri
bağlandı ve söylediklerinden dolayı lanetlendiler. Hayır; O'nun iki eli
açıktır, nasıl dilerse infak eder. Andolsun, Rabbinden sana indirilen,
onlardan çoğunun taşkınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Biz de
onların arasına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kin
salıverdik. Onlar ne zaman savaş amacıyla bir ateş alevlendirdilerse
Allah onu söndürmüştür. Yeryüzünde bozgunculuğa çalışırlar. Allah ise
bozguncuları sevmez.

65- Eğer, Kitap Ehli iman edip sakınsalardı, elbette onların
kötülüklerini örter ve onları 'nimetlerle donatılmış' cennetlere
sokardık.

66- Ve eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve kendilerine Rablerinden
indirileni (Kur'an'ı) ayakta tutsalardı, elbette üstlerinden ve
ayaklarının altından (sayısız nimeti) yiyeceklerdi. İçlerinde aşırı
olmayan (mutedil) bir ümmet vardır. Onlardan çoğunun yaptıkları ise ne
kötüdür!

67- Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer (bu
görevini) yapmayacak olursan, O'nun elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.
Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphesiz, Allah, kafir olan bir
topluluğu hidayete erdirmez.

68- De ki: "Ey Kitap Ehli, Tevrat'ı, İncil'i ve size Rabbinizden
indirileni ayakta tutmadıkça hiçbir şey üzerinde değilsiniz." Andolsun,
Rabbinden sana indirilen, onlardan çoğunun tuğyanlarını ve inkarlarını
artıracaktır. Sen de kafirler topluluğuna karşı üzüntüye kapılma.

69- Gerçek şu ki, iman edenlerle Yahudiler, Sabiîler ve
Hıristiyanlardan Allah'a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde
bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.

70- Andolsun, Biz İsrailoğulları’ndan kesin söz almış (misak) ve
onlara elçiler göndermiştik. Onlara ne zaman nefislerinin hoşuna
gitmeyen bir şeyle bir elçi geldiyse, bir bölümünü yalanladılar, bir
bölümünü de öldürdüler.

71- Bir fitne olmayacak sandılar, körleştiler, sağırlaştılar. Sonra
Allah, tevbelerini kabul etti, (yine) onlardan çoğunluğu körleştiler,
sağırlaştılar. Allah yapmakta olduklarını görendir.

72- Andolsun, "Şüphesiz Allah, Meryem oğlu Mesih'tir" diyenler küfre düşmüştür. Oysa Mesih'in dediği (şudur[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
"Ey İsrailoğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a
ibadet edin. Çünkü O, Kendisi'ne ortak koşana şüphesiz cenneti haram
kılmıştır, onun barınma yeri ateştir. Zulmedenlere yardımcı yoktur."

73- Andolsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler küfre düşmüştür.
Oysa tek bir İlah'tan başka İlah yoktur. Eğer söylemekte olduklarından
vazgeçmezlerse, onlardan inkar edenlere mutlaka (acı) bir azap
dokunacaktır.

74- Yine de Allah'a tevbe edip bağışlanma istemeyecekler mi? Oysa Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
75- Meryem oğlu Mesih, yalnızca bir elçidir. Ondan önce de elçiler
gelip geçti. Onun annesi dosdoğrudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir bak,
onlara ayetleri nasıl açıklıyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasıl da
çevriliyorlar?

76- De ki: "Size yarara da, zarara da güç yetirmeyen Allah'tan başka şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah, işitendir, bilendir."
77- De ki: "Ey Kitap Ehli, haksız yere dininiz konusunda aşırı
gitmeyin ve daha önce sapmış, birçoğunu saptırmış ve dümdüz yoldan
kaymış bir topluluğun heva (istek ve tutku)larına uymayın."

78- İsrailoğulları’ndan inkar edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa
diliyle lanet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları
nedeniyledir.

79- Yapmakta oldukları münker(çirkin iş)lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi!
80- Onlardan çoğunun inkara sapanlarla dostluklar kurduklarını
görürsün. Kendileri için nefislerinin takdim ettiği şey ne kötüdür.
Allah onlara gazablandı ve onlar azapta ebedi kalacaklardır.

81- Eğer Allah'a, peygambere ve ona indirilene iman etselerdi,
onları dostlar edinmezlerdi. Fakat onlardan çoğu fasık olanlardır.

82- Andolsun, insanlar içinde, mü'minlere en şiddetli düşman olarak
Yahudileri ve müşrikleri bulursun. Onlardan, iman edenlere sevgi
bakımından en yakın olarak da: "Hıristiyanlarız" diyenleri bulursun.
Bu, onlardan (birtakım) papaz ve rahiplerin olması ve onların gerçekte
büyüklük taslamamaları nedeniyledir.

83- Elçiye indirileni dinlediklerinde hakkı tanıdıklarından dolayı
gözlerinin yaşlarla dolup taştığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz
inandık; öyleyse bizi şahidlerle birlikte yaz."

84- "Hem Rabbimiz'in bizi salihler topluluğuna katmasını umarken ne diye Allah'a ve bize Hak’tan gelene inanmayalım?"
85- Böylelikle Allah, dediklerine karşılık olarak içinde ebedi
kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler verdi. Bu, iyilik
yapanların karşılığıdır.

86- İnkar edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar; işte onlar, çılgın ateşin arkadaşlarıdırlar.
87- Ey iman edenler, Allah'ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri
haram kılmayın ve haddi aşmayın. Şüphesiz Allah, haddi aşanları
sevmez.

88- Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak
yiyin. Kendisi'ne inanmakta olduğunuz Allah'tan korkup-sakının.

89- Allah sizi, yeminlerinizdeki ‘rastgele söylemelerinizden, boş
sözlerden’ dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle bağladığınız
sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun (yeminin) kefareti,
ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasından on yoksulu doyurmak ya
da onları giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır.
(Bunlara imkan) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardır.) Bu, yemin
ettiğinizde (bozduğunuz) yeminlerinizin kefaretidir. Yeminlerinizi
koruyunuz. Allah, size ayetlerini böyle açıklar, umulur ki
şükredersiniz.

90- Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak
şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının;
umulur ki kurtuluşa erersiniz.

91- Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin
düşürmek, sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık
vazgeçtiniz değil mi?

92- Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin ve sakının. Eğer
yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir.

93- İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için
korkup-sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları,
sonra korkup-sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine)
korkup-sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan
önce) dedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Allah, iyilik
yapanları sever.

94- Ey iman edenler, Allah görünmezlikte (gaybte) Kendisi'nden kimin
korktuğunu ortaya çıkarmak için ellerinizin ve mızraklarınızın
erişeceği avdan bir şeyle andolsun sizi deneyecektir. Artık kim bundan
sonra haddi aşarsa, onun için acı bir azap vardır.

95- Ey iman edenler, siz ihramlıyken avı öldürmeyin. Sizden kim onu
kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse, cezası, hayvandan öldürdüğünün
bir benzeridir. Buna da, Kabe'ye ulaşmış bir kurbanlık olarak içinizden
adalet sahibi iki kişi hükmedecektir. Veya yoksulları doyurmak veya
onun dengi oruç tutmak olan bir kefaret vardır. Böylelikle işlediğinin
vebalini tatmış olsun. Allah geçmişte olanı bağışladı. Ama kim
tekrarlarsa, Allah ondan öç alacaktır. Allah üstün ve güçlü olandır, öç
sahibidir.

96- Deniz avı ve onu yemek size ve (yeryüzünde) dolaşanlara bir
yarar olarak helal kılındı. İhramlı olduğunuz sürece kara avı ise size
haram kılınmıştır. O'na (götürülüp) toplanacağınız Allah'tan
korkup-sakının.

97- Allah, Beyt-i Haram (olan) Kabe'yi insanlar için bir ayaklanma
(kıyam evi) kıldı; Haram Ay'ı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları
da. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiğini ve
Allah'ın gerçekten herşeyi bilen olduğunu bilmeniz içindir.

98- Bilin ki, Allah gerçekten cezası pek şiddetli olandır. Ve Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
99- Elçiye tebliğden başka (yükümlülük) yoktur. Allah açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir.
100- De ki: "Murdar ile temiz -murdarın çokluğu hoşuna gitse de- bir
olmaz. Ey temiz akıl sahipleri, Allah'tan korkup-sakının. Umulur ki
kurtuluşa erersiniz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nikeforum.tr.cx
KarFırtınası
Kurucu
KarFırtınası


Mesaj Sayısı : 687
Forum Puanı : 1995
Rep Puanı : 53

MAİDE SURESİ MEALİ Empty
MesajKonu: Geri: MAİDE SURESİ MEALİ   MAİDE SURESİ MEALİ EmptyCuma 05 Ağus. 2011, 15:07

101- Ey iman edenler, size açıklandığında sizi üzecek şeyleri
sormayın; Kur'an indirildiği zaman sorarsanız, size açıklanır. Allah
onu affetti. Allah bağışlayandır, (kullara) yumuşak olandır.

102- Sizden önce bir topluluk onu sormuştu da sonra kafirler olmuşlardı.
103- Allah Bahriye'den, Saibe'den, Vasiyle'den ve Ham'dan hiçbirini
(meşru) kılmamıştır. Ancak inkar edenler, Allah'a karşı yalan
düzüp-uyduruyorlar. Onların çoğu akıl erdirmezler.

104- Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" denildiğinde,
"Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" derler. (Peki,) Ya
ataları bir şey bilmiyor ve hidayete ermiyor idilerse?

105- Ey iman edenler, üzerinizdeki (yükümlülük) kendi
nefislerinizdir. Siz doğru yola erişirseniz, sapan size zarar veremez.
Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir.

106- Ey iman edenler, sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman,
vasiyet hazırlanışında, aranızda içinizden adaletli iki kişiyi (şahid
tutun.) Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden
olmayan başka iki kişiyi (şahid tutun. İkisini) Şayet kuşkulanacak
olursanız namazdan sonra alıkoyarsınız, onlar da (size): "Akraba dahi
olsa onu (yeminimizi) hiçbir değere değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın
şahidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkarlardan
oluruz" diye Allah adına yemin etsinler.

107- Eğer o ikisi aleyhinde kesin olarak günahı hak ettiklerine
ilişkin bilgi sahibi olunursa, bu durumda haksızlığa uğrayanlardan iki
kişi -ki bunlar buna daha hak sahibidirler- öbürlerinin yerine geçerler
ve: "Bizim şehadetimiz o ikisinin şehadetinden şüphesiz daha doğrudur.
Biz haddi aşmadık, yoksa gerçekten zulmedenlerden oluruz" diye Allah'a
yemin ederler.

108- Bu, gerektiği gibi şahidliği yapmalarına veya yeminlerinden
sonra yeminlerin reddedilmesinden korkmalarına daha yakındır. Allah'tan
korkup-sakının ve dinleyin. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete
erdirmez.

109- Allah, elçileri toplayacağı gün, şöyle diyecek: "Size verilen
cevap nedir?" Onlar da: "Bizim bilgimiz yoktur; şüphesiz görünmeyenleri
(gaybleri) bilen Sensin Sen."

110- Allah şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan
nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken
de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab’ı, hikmeti,
Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi)
oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu.
Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) Benim
iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğulları’na apaçık
belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, "Şüphesiz bu apaçık bir
sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğulları’nı senden geri
püskürtmüştüm."

111- Hani Havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham)
etmiştim; onlar da: "İman ettik, gerçekten Müslümanlar olduğumuza sen
de şahid ol" demişlerdi.

112- Havariler: "Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra
indirebilir mi?" demişlerdi. O da: "Eğer inanmışlarsanız Allah'tan
korkup-sakının" demişti.

113- (Bu sefer Havariler[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
"Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten
bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidlerden olalım" demişlerdi.

114- Meryem oğlu İsa: "Allah'ım, Rabbimiz, bize gökten bir sofra
indir, öncemiz ve sonramız için bir bayram ve Senden de bir belge
olsun. Bizi rızıklandır, Sen rızık vericilerin en hayırlısısın"
demişti.

115- Allah demişti ki: "Şüphesiz Ben bunu size indireceğim. Artık
sonra sizden kim inkar ederse, Ben onu gerçekten alemlerden hiç kimseyi
azaplandırmayacağım bir azapla azaplandıracağım."

116- Allah: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve annemi Allah'ı
bırakarak iki İlah edinin, diye sen mi söyledin?" dediğinde: "Seni
tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer
bunu söyledimse mutlaka Sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin,
ama ben Sende olanı bilmem. Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen
Sensin Sen."

117- "Ben onlara bana emrettiklerinin dışında hiçbir şeyi söylemedim. (O da şuydu[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
'Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.' Onların
içinde kaldığım sürece, ben onların üzerinde bir şahidim. Benim (dünya)
hayatıma son verdiğinde, üzerlerindeki gözetleyici Sendin. Sen
herşeyin üzerine şahid olansın.”

118- Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır,
eğer onları bağışlarsan, şüphesiz Aziz olan, hakim olan Sensin Sen."

119- Allah dedi ki: "Bu, doğrulara, doğru söylemelerinin yarar
sağladığı gündür. Onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından
ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı oldu, onlar da
O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' budur."

120- Göklerin, yerin ve içlerinde olanların tümünün mülkü Allah'ındır. O, herşeye güç yetirendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://nikeforum.tr.cx
 
MAİDE SURESİ MEALİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Asr Suresi'nin Meali
» NİSA SÜRESİ MEALİ
» ALİ İMRAN SURESİ MEALİ
» FATİHA SURESİ MEALİ
» BAKARA SURESİ MEALİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Saklı Düşler  :: Her Telden :: Dini Konular :: Mealler(açıklamalı)-
Buraya geçin: