KİTABIN ADI :FÜREYA
KİTABIN YAZARI :AYŞE KULİN
SAYFA SAYISI :348
KİTABIN KONUSU:Bir seramik sanatçısının hayatı anlatılıyor.
KİTABIN ÖZETİ :
Şakir Paşanın ikinci evliliğinden doğan altı çocuğundan
Hakkiye'nin kızı olan Füreya, 1910-1997 yılları arasında yaşamıştır.
Füreya zengin bir ailede şımarık ve mutlu bir hayat sürmektedir.
Büyük babası, annesi ve asker babasına konak bahçesindeki evi
hediye ettiğinden, konakta çok kalabalık bir ailede büyümüştür. Bir kaza
sonucu büyük babasını vuran büyük dayısı ailenin perişan olmasına sebep
olmuş, savaşın başlaması bu perişanlığı arttırmıştır. Aile para
açısından büyük bir sıkıntıya girmiş, hatta konağı satıp İstanbul'daki
evlerine taşınmak zorunda kalmıştır.
Henüz umudunu kaybetmemiş, vatan sevgisi ile dolu gençlerden
birisi de Füreya'nın babasıdır. Mustafa Kemal ile Harbiye'den sınıf
arkadaşı olan babası, vatan kurtarılırken Büyük Önder'in yanında yer
almış ve zaferden sonra ordu komutanı olmuştur. "Dame de Sion" daki
tahsilini tamamlayan Füreya, üniversiteyi de bitirir.
Atatürk ve eşinin, evlerini ziyaretlerinde anı defterine
"Millet sizden çok şey bekliyor. Siz çalışmalı ve memlekete bir şeyler
vermelisiniz." yazması Füreya'yı derinden etkilemiştir.
Erken yaşta evlenen Füreya, eşinin kötü davranışları sonucu
çocuğunu kaybederek bunalıma girer. Tedavi ile bunalımı atlatan Füreya
ilk evliliğini bitirir.
İkinci evliliğini, Atatürk'ün çok yakın arkadaşlarından birisi
olan Kılıç Ali ile ailesinin itirazlarına rağmen gerçekleştirir. Kılıç
Ali yaşça kendisinden çok daha büyüktür. Bu evlilik onları protokol
içerisine sokar. Ankara sosyetesinin ve toplantılarının en aranılan
isimlerinden biri olur. 1938'de Atatürk'ün vefatı, Kılıç Ali'yi derin
bir bunalıma iter.
Eşini motive etmek için büyük bir çaba gösteren Füreya, verem
teşhisi ile genç yaşta hastahaneye yatırılır. Adadaki evde bir yıla
yakın süre tedavi amaçlı kalır. Hastalığı ilerlemeye devam edince
İsviçre'deki bir hastahanaye yatar. Tedavi devam ederken ressam olan
teyzesinin yönlendirmesi ile kendisini sanatın (seramik) içinde bulur.
Önceleri çamur ile olaya başlar.
Tedavi için Fransa'ya nakledildiğinde seramik ile haşır neşir
olur. Bir sergi açar, artık o ünlü bir seramik sanatçısıdır. Türkiye
Cumhuriyetinin ilk bayan seramik sanatçısı olur. Hayatının devam eden
günlerinde hem hastalığı ile hem de seramik ile uğraşır. Dünya çapında
ödüller, burslar alır.
Güney Amerika'da Aztek ve Maya uygarlıklarını inceler.
Atölyesinde pek çok öğrenci yetiştirir. Çok tehlikeli bir ameliyatla
hasta ciğerlerinden birini aldırır. Bu arada Kılıç Ali ile ilişkileri
kopma noktasına gelir. Erkek kardeşinin kızı olan Sara'yı gelinlerinin
itirazına rağmen evlat edinir. Çocuklara duyduğu özlemi onunla
dindirmeye çalışır. İkinci eşi Kılıç Ali'den paylaşacak bir şeyleri
kalmadığı için ayrılır. Teyzeleri ve kardeşi maddî ve manevî olarak
Füreya'ya her zaman destek olurlar.
Füreya da Türkiyenin çeşitli yelerinde ölümsüz sanat eserleri
yaratır.Birçok değerli seramik sanatçısının yetişmesinde büyük rol
oynar.
Bundan sonraki yaşantısı tamamen sanata ve seramiğe yönelik
olur. Seramik adına Türkiye'deki bir çok ilki gerçekleştirir. 1997'de
vefat ettiğinde arkasında pek çok seramik sanatçısı, pek çok eşsiz eser
ve büyük bir onur mücadelesi bırakır.
KİTABIN ANA FİKRİ:Sanatçıların yaşamlarının normal insanların
yaşamlarından farklı olduğu,yaşamlarının mücadele ,heyecan ve sevgi dolu
olduğu anlatılıyor.Atatürk’ün Cumhuriyeti kurmakla uğraştığı yıllarda
Türk milletine olan güveninin nedeni açıkça anlaşılıyor.Bir Türk
sanatçının yapabileceklerinin ne kadar fazla olduğu belirtilmektedir.