Gökçe Akyıldız'dan samimi açıklamalar

Elkızı dizisine Songül karakteriyle katılan Gökçe Akyıldız Fox'un sorularını yanıtladı.

Songül karakteriyle katıldınız. Songül’ü bir de sizden dinleyebilir miyiz?

25 yaşlarında babası ölünce annesi yalnız kalmasın diye doğup büyüdüğü kasabaya geri dönmüş. Annesinin hayal ettiği gibi evde oturan birinden ziyade okumuş, yurt dışında şirketlerin marka ve reklam departmanlarında çalışmış vizyonlu bir genç kız Songül.

Songül dizideki dengeleri nasıl değiştirecek?

Biraz sürpriz olsun. Merak edenlere mutlaka izlemelerini tavsiye ederim...
Songül ile Ali arasındaki elektrik izleyicilerimizin gözünden kaçmadı... Hayranlar şimdiden sosyal medya üzerinden hashtag başlatmış bile... Siz karakterle ilgili nasıl geri dönüşler aldınız şimdiye kadar?

Sıcacık, heyecanlı ve meraklı geri dönüşler aldım. En az oynadığım Songül karakteri kadar herkes bu konuda çok heyecanlı. İzleyici Ali ve Ezo’nun beraber olmasını çok istediği için Ali karakterine çok üzülüyordu. Songül’ün girişiyle Ali karakterini seven herkes aşırı heyecanlanmış. Ali için Songül sayesinde neşeli günlerin başlamasını bekliyor herkes…

“GÜÇLÜ KADIN KARAKTERLERİ HER ZAMAN KENDİME ÇEKİYORUM”

Songül güçlü bir kadın karakter ve bundan önce de güçlü kadın karakterlere hayat verdiniz. Rol seçerken buna özellikle dikkat ediyor musunuz?
Akrep kadını olduğum için sanırım güçlü kadın karakterleri her zaman kendime çekiyorum. Özellikle dikkat ettiğim bir durum değil ama oynarken çok keyif aldığım bir durum açıkcası.

Bir yandan da başka bir röportajınızda “Beni ilk defa farklı bir şekilde göreceksiniz.” demişsiniz. Songül’ün farklı noktaları neler?

Oynadığım roller güçlü karakterleri yansıtsa bile her zaman bir hüznün içinden doğuyordu. Elkızı’ndaki karakterim neşesi ve pozitifliğini etrafa yaymaya çalışan, hayata olumlu yönlerinden bakan cıvıl cıvıl bir karakter. Diğer karakterlerdeki sert imajımı kıran bir geçiş olması, Songül’ü oynadığım diğer karakterlerden daha farklı kılıyor.

“FARKLI KÜLTÜRLERLE HARMANLANMAK İSTİYORUM”

Karakteriniz tüm dünyayı gezmiş birisi. Bu açıdan birbirinize benziyor musunuz? Siz de seyahate meraklı mısınız?

Seyahat etmeye bayılırım. İş amaçlı, gezi amaçlı birkaç ülkede bulundum. Fakat daha çok ülke görüp, farklı kültürlerle harmanlanmak istiyorum. Öğrendiğim her yeni şey beni çok heyecanlandırıyor. Bence kesinlikle evet... Dünyayı gezmiş olması ve benim başka ülkeleri gezme, görme ve farklı kültürleri deneyimleme isteğim ile bir noktada birbiriyle örtüşüyor diyebiliriz.

“OĞLUMLA ÇOK KUVVETLİ BİR BAĞ OLUŞTURDUK”

Uzun bir süre ekrandan ayrı kaldınız ve oyunculuğa ara verdiniz, bu süreçte oğlunuz Ömer’i dünyaya getirdiniz... Nasıl anlatırsınız bu dönemi? Oğlunuzla birlikte nasıl vakit geçiriyorsunuz?

Hayatımın en anlamlı zamanlarıydı. Oğlumun büyümesini izlemek, her adımında yanında olabilmek benim için çok büyük bir şanstı. Ömer ile beraber geçirdiğimiz günler sayesinde anne-arkadaş ilişkisinin temellerini attık. Ve aramızda sadece ikimizin anlayabileceği kuvvetli bir bağ oluşturduk. Dünya şartlarını düşündüğümüzde yaşadığım zaman dilimi için çok şanslı olduğumu düşünüyorum.

“ANNE OLDUKTAN SONRA HAYATA DAHA POZİTİF BAKMAYA BAŞLADIM”

Peki anne olmadan önceki Gökçe ile anne olduktan sonraki Gökçe’yi nasıl karşılaştırırsınız?

Anne olduktan sonra daha empati yüklü, hayata daha pozitif bakan, dinlemeyi çok daha iyi becerebilen, sorumluluk duygusunu daha derin yaşayan ve kendini sakinleştirebilme becerisine sahip olmayı başarabilen bir kadın oldum.
İleride oğlunuzun da sektörde yer almasını ister misiniz? Oyuncu olmak istese, onun bu düşüncesini destekler misiniz?
Tabiİ ki. Ömer hangi alana yönelmek isterse, yöneldiği alanda en iyi şekilde faaliyet gösterebilmesi için elimden geleni yaparım. Bir anne olarak onu sonuna kadar desteklerim. Oyunculuk olur, sporcu dallarından biri olur, mühendislik olur… Açıkcası ne olursa olsun, oğlumun seçimlerini kendisine bırakacağıma eminim.
Sosyal medyada 3.6 milyon takipçiniz var. Daha önce takipçilerinizle ilgili olarak: “Aile gibiyiz. Pek çoğu ile yazışıyorum.” demişsiniz. Bu durumun sizi zamanla yorduğu oluyor mu?
Hayır, böyle bir şey mümkün değil. Takipçilerimle bir şeyler paylaşabilmek, onların paylaşım yaptığım şeylerden verim aldıklarını görmek ve geri dönüşlerini dinlemek çok keyifli.

“İNTERNET ARTIK VAZGEÇEMEDİĞİMİZ BİR DÜNYA”

Peki sosyal medyanın günümüzde bu kadar içimizde olmasıyla ve takipçilerin üzerindeki etkisi ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Dünya sürekli gelişiyor. İnternet artık vazgeçemediğimiz bir dünya. Sosyal medya platformları da aynı şekilde. Sosyal medya sayesinde birebir iletişim kurma imkanına sahip olduğumuz için takipçilerimle buluşamasak bile daha samimi duygular biriktirebiliyoruz…

» Gökçe-Tuttu Fırlattı Kalbimi